Skolyozumun farkında mıyım?

Skolyoz omurga, toraks ve gövdenin ilerleyici şekil değiitiren üç boyutlu bir deformasyonudur. SOSORT‘un (Society For Scoliosis Orthopedic & Rehabilitation Treatment) 2011 Prensiplerine göre Skolyozda frontal planda lateral eğri, horizontal planda aksiyel rotasyon ve sagital planda ise normal eğrilerin bozulduğu deformasyonlar tanımlamaktadır. AIS 10-16 yaş arası normal popülasyonun %2-3’ünü etkilemektedir. Düşük açılı eğriler kadın ve erkekte eşit oranda görülürken, yüksek açılı ve ilerleyici eğriler ise kadınlarda çok daha fazla görülmektedir.

Uzun yıllardır yapılan çalışmalara rağmen AIS’nin etiyopatojenezi net olark belirli sebeplere dayandırılamamıştır. Proprioseptif algıdan orta kulak asimetrisine, kollojen sentezinden beyinsel anomalilere, kas asimetrisinden kemik yapı mekanizmalarina dek neredeyse vücuttaki tüm sistemlerin etkisinden şüphelenilmektedir. Bu konuda insanoğlunun biyomekanik diziliminin eğriliğe yatkınlik oluşturduğunu ve dolayısıyla sagital plan deformasyonlarının rotasyonu nasil etkilediği çalışmalar tarafından gösterilmektedir.

Erken dönemde teşhis edilen eğrilerde konservatif tedavi yaklaşımlarından PSSE (Physiotherapy Scoliosis Spesific Excercises) ile ameliyat ihtiyacı olabilecek hastalarin sayısı azaltılmaktadir. Eğer tedavi edilmez ve ihmal edilirse takip edilen vakalarda birçok hayati problemin ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Bazı çalışmalar ciddi solunum problemleri, şiddetli bel ağrisi, artan disabilite, iş ve sosyoekonomik olumsuz etkileri olduğunu göstermiştir.

AIS genellikle çevre ve aile tarafından bireydeki asimetriler sebebiyle fark edilir. Adams öne eğilme testi ve Skolyometre kullanımı değerlendirmede oldukça etkilidir, bunun yanında ayrıntılı postral ve fiziksel değerlendirme de muhakkak yapılmalıdır. Sıklıkla görülen sağ torakal eğrilerde sağ omuz öne döner sol omuz aşağıya iner ve sağ skapulanın iç kısmı arkaya protrüze olur. Bacak asimetrisi görülebildiğinden bacak boyları mutlaka ölçülmelidir.

ADAMS Testi

Uluslararasi platformda kabul görmüş yedi konservatif yaklaşımdan bahsedilebilir. Neredeyse hepsinin temelini oluşturan Schroth metodu aksiyel elongasyonu ve konkav taraftaki akciğer kapasitesini arttırarak postür ve toraks şeklini normalleştirerek, eğriye özel kuvvet egzersizlerini dogru pozisyonda yaptırarak başarıya ulaşmaktadır. Büyüme tamamlanana kadar doğru zamanda ve eğriye özel korsenin kullanılması da tedavinin çok önemli bir parçasıdır. Cerrahi ve konservatif açıdan hastayi takip eden hekimler, skolyoz terapisti, ortez protez uzmanına kadar aile de tedavi ekibinin önemli bir parçası olmalıdır. Çocukları ile birlikte egzersizleri öğrenmeleri, evde egzersizlerin devamlılığını desteklemeleri beklenmektedir.

Büyüme eğrilerinin pik yaptığı dönemlerde cocuklar ciddi takip edilmelidir. Her 3-6 ayda bir değerlendirilmeli ve gerekirse egzersiz programı yeniden düzenlenmelidir. Tedavideki temel amaç baş, sırt ve pelvisi merkezleyerek doğru dizilimi sağlamaktır.

Çocuklara özellikle elongasyon konusunda motive etmek, sık sık boy ölçümü yaparak her pozisyonda daha uzun şekilde durmalarını sağlamak gerekmektedir. Tırmanma, toplu oyunlar gibi doğru kol kullanımları aktiviteler esnasında desteklenir, öğretilen egzersizler muhakkak ki korse içindeyken de tekrar edilir, çocuğun tüm aktivitelerinde korseye uyumu sağlanır.

Adolesan grup çocuklar yaş itibariyle aktif olmalari gereken dönemdedirler. Sportif aktivitelere katılımları hem genel sağlıkları hem de kemik yoğunlukları açısından çok önemlidir. Skolyoz tiplerine özel egzersizlerle desteklendiği sürece çocuğun motivasyonunu arttıracak, onu mutlu edecek düşük yoğunlukta sportif aktiviteler sakıncalı görülmemektedir.

Haziran ayı uluslararası skolyoz farkındalık ayı olması vesilesiyle ülkemizde de bu konuda çalışan fizyoterapist ve hekimlerin çabasıyla birçok ilde skolyoz etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu sayede omurga farkındalığı arttırılarak skolyozun erken tanısı mümkün olmakta ve ilerleyiciliği önlenmektedir. Ne kadar çok insan omurga sağlığı konusunda bilinçlenir ve özellikle çocuklarını erken dönemde skolyoz üzerine çalışan hekim ya da fizyoterapiste yönlendirirse tedavilerden o kadar başarılı sonuçlar alınabilir. 

Unutmayalım ki sağlıklı olmak için farklılık mücadele ve sabır gerektirir.