Ani başlayan kas güçsüzlüğünü önemseyin, kas hastalığınız olabilir

Ani başlayan kas güçsüzlüğünü önemseyin, kas hastalığınız olabilir

Yokuş ve merdiven çıkma, oturulan yerden kalkma, yürüme, kolları kaldırıp yükseğe uzanma gibi hareketler sırasında güçlük yaşanması kas hastalıklarının belirtileri olabiliyor. Bazen göz kapaklarını açma veya kapama, değişik yönlere bakma, mimik yapma, çiğneme, yutma gibi hareketleri sağlayan kasların güçsüzlüğü ile de ortaya çıkan kas hastalıklarında erken tanı ve doğru tedavi planlaması büyük önem taşıyor. Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Bilge Bıyıklı, kas hastalıklarının genetik yolla geçen bir grup hastalık olduğunu ve her yaşta görülebildiğini belirterek, “Kas hastalığında travmaya bağlı olmayan ve dinlenmekle geçmeyen bir güçsüzlük durumu yaşanır. Güçsüzlük hastalığın tipine göre değişmekle beraber, vücudun farklı bölgelerinde görülebilir. Hastalık; merdiven çıkamama, saç tararken kollarını kaldırmada zorluk ya da yukarıda bulunan dolaplara uzanamama olarak günlük yaşamı etkileyen küçük güçsüzlüklerle kendini gösterebilir. Bazı tiplerinde yutma kasları da etkilendiği için yemek yeme ve içmede zorluk çekilebilir. Göz kasları etkilenen tiplerinde çift görme ya da gözde kayma olabilmektedir. Kas güçsüzlüğü, kaslarda erime, incelme saptanan hastalarda araştırmaya genetik inceleme ile başlanır. Tanı konamayan ve genetik geçiş olamayan kas hastalıklarında, kas biyopsisi büyük önem taşımaktadır” dedi.

Fizik tedavi ve düzenli egzersiz kasları güçlendirir

Kas hastalıklarının tedavisinde hastalığın oluş nedeni ve tipinin önem taşıdığını vurgulayan Uz. Dr. Bilge Bıyıklı, şunları söyledi:

“Doğumsal hastalıklarda, sağlam kas grubunun fonksiyonlarını iyi tutabilmek için mutlaka fizik tedavi programı önerilir. Kas kuvvetinin korunması veya kuvvet kaybının geciktirilmesi için egzersizler düzenli yapılmalıdır. Fizik tedavi programı kaslarda meydana gelebilecek kısalıkları ve eklemlerdeki bozulmaları ve solunum problemlerini de önlemektedir. Kas hastalıklarının tanısının konması, genetik geçişli hastalıkların gelecek kuşaklara aktarılmasını önlemede büyük önem taşımaktadır.”

Uz. Dr. Bilge Bıyıklı